Wednesday, October 10, 2007

Antep



Antep'te kaldigim bir gün boyunca her ne kadar pek birşey yapamamış olsam da, iki saatlik öğlen arama Gaziantep Müzesi'ni, Imam Çağdaş'ta Ali Nazik, ayran ve baklavayı (!) ve yemeklik birşeyler almayı sığdırabildim. Tekrar gitmek istiyorum ayrıca. En yakın zamanda. Ufak ufak yemek yapmaya da başladığım için güzel mamalar da almayı ihmal etmedim. Gelelim öğlen yemeğine. Imam Çağdaş'ı daha önce bir dergide okumuştum; arkadaşım Melisa'nın annesinden de "Imam Çağdaş SMS'i" gelince, gittik bir güzel ziyafet çektik. Şeker mi şeker ve komik garsonumuzun tavsiyesi üzerine Ali Nazik geldi, sonra da bir porsiyon baklava. Imam Çağdaş porsiyonu üç (!) baklavadan oluşuyor bu arada, ayrıca baklavayı ters çevirip elle yemek gerekiyormuş. Rajona ters düştüğüm için garsondan ters bakışlar bile aldım. Ciğer ve katmerin akşam yenip yenemeyeceğini sorduğumda da garson bana "Abla naaptın yav!!??" demekle yetindi sadece. Ben de hemen anladım. Rajona ters düşmüştüm. Yakayı ele vermiştim. Ben bir turisttim. Haa, bir de beyran varmış; onu da başka bir sefere deneyeceğim inşallah. Bakırcılar çarşısının sonunda Aymacı Çarşı'sı var. Oradan bir güzel salça, Antep fıstığı, nar ekşisi ve menengiç kahvesi alınır. Uçaklarda Istanbul'a geri getirilir. Bir güzel içilir. Kahvenin tadına alışmak lazım. Ben su yerine süt kullanılmasını tavsiye ediyorum. Haşhaş gibi de kokmuyor değil hani..

0 Comments:

Post a Comment

<< Home