Tuesday, October 16, 2007

Assos




Resmen kaçtık! Çok da iyi oldu. İnsan hani arada - her ne sebepten dolayı olursa olsun - bir ihtiyaç hisseder ya; gitmek ister, geri dönmemek..öyle işte. Bunun için Çanakkale'ye gidip (tercihen sabah 8 civarı orada olacak şekilde) Assos dolmuşları bulunur. Biz bulamadık, zira sabah 4 buçukta Çanakkale otogarında kendimizi bulduk ve çok da beklemek istemedik; bir taksiyle anlaştık. Tarifeleri varmış. 110 kilometre ötedeki Behramkale'ye 160 YTL'ye gidiyorlar; biz 120'ye anlaştık. Naapalım. Bu sefer de böyle oldu. Radar Turizmin otobüsüyle gelince böyle oldu sanırım, fena bunaldık. İçerisi leş gibi koktu yol boyunca, yorgunluktan ağzından salyalar akan "yedek" şoför inanılmaz bir şekilde horladı ve bizi uyutmadı. Dolayısıyla sabahın 5inde Çanakkale - Ezine - Ayvacık - Assos yolu takip edilir, ve 6.20'de bir allahın kullunun olmadığı Arnavut zangoç kadar kaldırımlı Assos sokaklarında Yelkencamp aranır. Tabii bizi 7 tane çoban köpeği yavrusunun karşılaması - güneşin hafiften kendini gösterdiği puslu saatlerde - müthişti doğrusu. Zaten bütün bayram tatili bu yavruları mıncıklayarak geçti desem..Tahta bir kulübeden oluşan "saray yavrusuna" kendimizi atmamız ve dört saat sonra ancak uyanmamız süper oldu. Kahvaltı/akşam yemekleri dahil, çarşaflar temiz, yemekler lezzetli, işletmeciler kafa, fantastik bir ortam vardı Assos/Yelkencamp'ta. Müdavimleri de varmış. Mesela her sene gelen İpek ve Jeff. Jeff bir de viyolonselini çıkarıp kahvaltıda bize birşeyler çalmaz mı? Ben mest, herkes mest. Bütün gazeteler okunur. Politika konuşulur. Denize girilemez (!), ama şezlonglarda kitap okunur. Muhabbet. Mendirekten zarganaların gümüş göbekli yan-yatar balıkları nasıl yuttukları izlenir. Bir saat boyunca! Demek ki böyle de geçiyormuş zaman. Hem de süper oluyormuş. Öğlenleri gözleme/ayran, akşam üstü bira/patat-tavla, Waffle, bal/badem dondurma, akşama da balık-mezeler, sonra daaa Uzuuuuunnn EV ve şarap ve şarap ve şarap. Uzun beyaz saçlı, kovboy şapkalı şantörden Tanju Okanlar, Selami Şahinler, Dario Moreno..."Cap ou pas Cap?" Ben kaptım İspanyol Meyhanesini, Kadınımı; Meltemovic Koy Koy Koy. Dur bir saniye: "Nejaaaaaatttt!!! Gel buraya şarap içicez kızlarla!!! Nejaaaattt!!" Son gün çok erken bitti, öğlenden yola koyulmak zorunda kaldık. Önce Ayvacık, sonra da Çanakkale'ye başka bir araçla devam. Benzin'de sıcak süt ve bitiremediğimiz Cumhuriyet. Hayal Kahvesi kapalıydı maalesef. Söz: bir dahaki sefere çağrışımı da sökmüş olucam. Yağmura denk getiricem. Bir de Gümüşlük'e mi gitsek acep şimdi??

0 Comments:

Post a Comment

<< Home