Saturday, January 23, 2010
Friday, January 22, 2010
Wednesday, January 20, 2010
Monday, January 18, 2010
bundle of joy
Today, i am a bundle of joy. Amidst dear friends at the coffee table, sipping and dishing, doing foolish stuff. Cooking and gazing in awe at old (love) letters which i found in old shoe boxes. One of them is especially cute since it was given to me by a guy 4 years junior than me in a coach ride from Istanbul to Ankara a couple of years ago. Trying to find the right words, juggling with being cool and being frank...I juggled myself today with different emotions; a five day assignment was cancelled which left me a bit desperate. But it is only January and things will surely pick up in the coming weeks. So i took this as an opportunity to go shopping and bought a ring i fell in love with and lots of other cute stuff..Looking forward to a whole week full of yoga classes and walking tours since i have this week off:))
"Write whenever you can. An airgraph is a pleasant way of saying 'I haven't forgotten you'. But a letter is a golden gift, a winged gift - worth more than half the world to a mortal in depression." - Frank Thompson to Iris Murdoch
Sunday, January 17, 2010
basityaşayacaksın
basit yaşayacaksın.
mesela susayınca su içecek kadar basit.
dört çıkacak, ikiyi ikiyle çarptığında.
tek düğmesi olacak elindeki cihazın;
tek bir düğme, tek bir cümle gibi;
sevince lafı dolandırmadan söylediğin
“seni seviyorum” gibi.
basit bir öpücük yetecek sana;
basit sıcak bir öpücük
ve o öpücükle dolacak tüm günlerin, tüm düşlerin.
o öpücük için yapacaksın hayatının kavgasını,
o öpücük için yiyeceksin hayatının dayağını.
kabak çekirdeği verecek sana
rakamların veremediği mutluluğu.
el yazısıyla yazılmış eğri büğrü bir mektup olacak
en değerli kağıdın;
hep yanında taşıdığın,
atmaya kıyamadığın.
iki harekette giyiniverecek,
iki harekette soyunuvereceksin.
kısacık olacak uyanman
ve yola çıkman arasında geçen süre;
kısacık olacak
sıcacık kollara dolanman
ve yolculuklara çıkman arasında geçen süre.
kendin bile anlayabileceksin yazdıklarını;
bakışların bile anlatabilecek kendini.
beklentilerin de basit olacak.
kaf dağı’nın önünde bekleyecek mutluluklar.
bir ıslıkta bulabileceksin en uzun dostluk romanını;
ya da bir damla gözyaşı yaşatacak sana
en ucuz aşk romanını.
pankreasının sağlığına dua edeceksin kapatırken gözlerini.
zafer işareti yapacaksın tuvaletten çıkarken.
bir kaşarlı tost olacak aradığın
nasıl oturacağını bilemediğin sofrada;
parmakların olacak en kıymetli çatalın.
yine, aynı parmaklar çözecek en karmaşık denklemleri.
iskender’in kılıcı duracak avukat rehberinin yanında.
bir filarmoni orkestrası veremeyecek sana
kontrplak bir gitarda, doğru basılmış bir
“fa diyez”in mutluluğunu.
makyajın ilk “a” sına kadar bilmen yetecek.
temizlik kokacak en pahalı parfümün
“bilmiyorum” diyebileceksin bilmediğinde
ve çok normal olacak onu da bilmeyişin.
tek dereden su getirmen yetecek,
bir “istemiyorum” diyebilmeye.
ne durduğu farketmeyecek abanın altında.
saatin, sadece saati gösterecek;
telefonunu sadece telefon etmek için kullanacaksın.
küçük bir not defteri olacak bilgini en hızlı sayan.
basit yaşayacaksın, basit.
sanki yaşamın bir gün sona erecekmiş gibi
basit..
-yalçın ergir-
Wednesday, January 06, 2010
yogadarsan
Went to my first real Hatha Yoga class yesterday evening..and everything is aching..practicing at home and going to a real class is a huuugge difference..you sweat out of every single pore!!!
If you are in Ankara check out Yogadarsan. Try to catch a class with Özlem..