Divan Çukurhan

Insan her yerde güzel köşelere, sakin kuytulara rastlayabiliyor; önyargıları kırmak lazım. Ankara'da Anafartalar'a ulaştıktan sonra kalenin yolunu tutuyorsunuz, Anadolu Medeniyetleri Müzesi'ni geçince (ne süper bir yerdir orası da) karşınıza tatataaaa Çukurhan ve Çengelhan çıkıyor.


Çengelhan, Istanbul'daki RMK Müzesi'nin mini versiyonu gibi .. epey bir mini :) nefis arabalar var. Yemekler haliyle Divan işletmesinde ve Divan kalitesinde; heyecan verici birşey yok yemeklerde, ama hepsi lezzetli. Deniz mahsulleri çorbasını muhakkak denemelisiniz. Sipariş üzerine taze hazırlıyorlar, gelmesi biraz zaman alıyor, ama kesinlikle değiyor.

Çukurhan'da ise arzu edenlere kahvaltı servisi var. Isterseniz kocaman deri koltuklara gömülüp kahvenizi höpürdetebilirsiniz. Fonda hafif bir su sesi..voila.

Yani kısaca Çengelhan'a gelince, beş adım ötedeki Çukurhan'a; Çukurhan'a gelince de Çengelhan'a uğramadan olmaz. Sonrasında, kalenin içi dolaşılabilir veya kalenin önünden aşağı doğru menderes gibi kıvrılan sokağa sapılır ve ufak mağazalar gezilir..sükunet arayanlara haftaiçi erken saatler, curcuna sevenlere haftasonu tavsiye edilir.

yoganın saati olur mu

Her gün güneşin doğuşuyla birlikte yoga yapmayı ben de çok isterdim..havalar bu aralar güzel gidiyor (gerçi Aralık'ın ortasında 14-15 dereceler de garip, ama neyse..), ama biliyorum, ne zaman dışarıda ayaz veya yağmur veya çamur veya kardan dönme çamur olsa o pofuduk yorganın altından çıkmak istemeyeceğim..şimdilik nefis çimlerin üstünde, ağaçlardan dökülen kızıl yaprakların arasında iyiyim..evde kalacağım zamanlarda ise bunlar bana yardımcı: Zeynep Aksoy yoga DVDsi, Crashkurs Yoga - Schindlbeck GU Verlag, a deck of yoga cards by Glenda Twining, the book of yoga - Christina Brown, ve elbette yüz yogası Annelise Hagen. Tabi Ender Saraç'ın Ayurveda kitabını da unutmamak lazım. Hem osteopati, hem refleksoloji kursu, hepsi müthiş bir harman oldu. Kumarakom'daki ayurveda merkezini iple çekiyorum..çekiyorum..çekiyorum..ve sonunda geliyoooor!!! Daha fazla bekleyemeyeceğim galiba..

lucky those who have a job they love, like i do